
Create Your First Project
Start adding your projects to your portfolio. Click on "Manage Projects" to get started
MUZ
MUZ
LATİNCE ADI: MUSA PARADISIACA
ANA VATANI: HİNDİSTAN
Lord Ganesh’in Karısı
M.Ö. 4 Yüzyılda Arap tüccarlar tarafından anavatanı Hindistan’dan Ortadoğu’ya getirilip oradan da batıya doğru yolculuk yapan keşifler sayesinde Güney Amerika’da gelmiştir. Muz belki de eski kıtadan yeni kıtaya giden ilk meyvedir. Muz aslında bir ağaç değil, kalın gövdeli meyve veren bir bitkidir. Muzun meyveleri Araplar tarafından parmak ile ilişkilendirilmiş ve Arapça’ da parmak anlamına gelen “Banan” olarak adlandırılmış olup, buradan da dünya genelindeki bilinen adı Banana’ya evrilmiştir.
Muzun botanik kaydı ise Carl Linnaeus tarafından yapılmış olup, bütün türlerinin önüne konmuş olan MUSA ön ismi Latince’de ilham perisi olan MUSE kelimesinden gelmektedir. Aslında ilk tanımladığı tür olan Musa Paradisiaca, cennetin ilham perisi anlamını taşımaktadır. Carl Linnaeus’un bu ismi verirken muzun anavatanı Hindistan’ın hem folklorundaki, hem de Hinduizm’in karmaşık tanrılar dünyasındaki önemli rolünden etkilendiği düşünülmektedir.
Hindu mitolojisinde muzun hikâyesi en büyük tanrıça Şiva’ya bağlı güçlü bilgelerden biri olan Rishi Durvasa’nın karısına kızarak onu bir bitkiye dönüştürmesiyle başlar. Af edilmeyeceğini anlayan karısı, Rishi Durvasa’ya kendisini güzel ve kutsal bir bitkiye dönüştürmesi için yalvarır ve Rishi Durvasa cezasını hafifleterek onu bir muz ağacına dönüştürür.
Hinduizm’in en sevilen tanrılarından biri olan fil kafalı tanrısı Lord Ganesh’in annesinin yokluk çekmemek ve her zaman yiyecek bir şeylere sahip olmak için bir Muz Ağacı ile evlenmiş olması, Muz Ağacını Hinduizm’de mutlu ve bereketli bir evliliğin en önemli sembolü haline getirir. Düğün törenlerin en önemli süs ve ikram meyvesi olan muz, aynı zamanda özellikle şekerli lezzetleri seven şans tanrıçası Lakshimi’ye düzenlenen tapınma ayinlerinin en önemli adak meyvesi olur.
Hinduizm’in yaygın olduğu bölgelerde belki de en kutsal meyve olarak kabul edilen muz, hemen hemen bütün dini ayinlerin içinde kendine yer edinmiş olup, özellikle perşembe günleri etrafında dönülerek gerçekleştirilen sulama ibadet ritüeli de bunların en yaygın olanıdır.
Muz Güney Amerika’ya keşiflerden sonra gitmiş olsa da Brezilya folklorunda dünyanın yeni yaratılmış olduğu dönemlere giden bir hikâyenin ortaya çıkması gecikmemiştir. Bu hikâyede kısaca büyük bir muz bahçesini maymunlara terk etmek zorunda kalan yaşlı bir kadın vardır. Bundan sonra maymunlar bütün muzların kendilerine ait olduğuna inanmışlardır. Bugün Brezilya’da çok muz yiyen birinin maymunları kızdırmamak içinden “ben bir maymunum” demesi geleneği vardır.





