ALOE VERA

ALOE VERA

LATİNCE ADI: ALOE VERA

ANA VATANI: ARAP YARIMADASI VE BATI AFRİKA

Tanrıların Kanı

“Aloe Vera” adı, Arapça’ da “Parlayan Acı Madde” anlamına gelen “Alloeh” ve Latince’ de “Gerçek” anlamına gelen “Vera” kelimelerinden türetilmiştir.

Eski Mısırlılar ve Çinliler, Aloe Vera'nın tıbbi değerinin farkına varıp uygulayan ilk medeniyetler arasındaydılar. Her iki topluluk da, bitkiyi yaraları, yanıkları tedavi etmek ve ateşi düşürmek için kullanırlardı. Eski hikâyelerden birinde ise, Büyük İskender'in savaşta yaralanan askerler için daha fazla Aloe Vera elde etmek amacı ile Afrika kıyılarındaki bir ada olan Sokotra'yı fethettiği söylenir.

Kullanım metotları ile ilgili bilgiler daha eskilere dayansa da, yazılı bir tıp belgesi denebilecek en eski kayıt M.Ö. 1550 yılında yazıldığı sanılan Antik Mısır Ebers Papirüsü’nde karşımıza çıkar. Bu belge bugün Almanya Leipzig Üniversitesi kütüphanesindedir. Alman Egiptolog George Maurice Ebers tarafından 1873 yılında Luxor’da satın alınarak çalışması yapıldıktan sonra 1874 yılında Dünya’ya duyurulan bu tıp yazmasında, çeşitli hastalıkların üzerine bilgilendirmeler ve tedavi yöntemlerini içeren 700 reçete arasında Aloe Vera’nın mumyalamadaki etkisi ile ilgili fiziksel ayrışma sürecini durdurarak hem ruhsal, hem de fiziksel anlamda sonsuz yaşama ulaşmada yardımcı olan sonsuzluk bitkisi olduğu yazmaktadır. Antik Mısır’da “Tanrıların Kanı” olarak adlandırılan, Aloe Vera bitkisinin yaprakları arasındaki sıvının yeni doğacak olan firavunlara ölümsüzlük vereceği inancı ile kraliçelerin rahimlerine enjekte edildiği, Kleopatra’nın ve Firavun Akenatonun eşi Nefertiti’nin günlük bakım kürlerinin de en önemli parçası olduğu tarihsel kayıtlardan bilinmektedir.

Dünyanın uygun iklim koşullarına sahip hemen her yerinde farklı türleri yetişmekte olan Aloe bitkisi, birbirinden bağımsız tüm coğrafyalarda hem tedavilerin hem de fantastik inançların parçası olmuştur.

Güney Amerika folkoründe kötü karakterli insanların yıkanma suyuna karıştırılan Aloe bitkisi özünün o insanın içindeki kötülükleri temizlediğine inanılır.

Afrika’da yetiştiği bölgelerde ise içindeki doğaüstü bir gücün kazaları önlediğine inanılarak mutfaklarda ve iş yerlerinde bulundurulur.

Himalaya folkoründe hem ilaç olarak kullanılan, hem de şans getirdiğine inanılan Aloe bitkisi “Şifalı Bitkilerin Tanrısı” olarak tanımlanır.

Ayurveda’da Aloe bitkisi için, güzel bir genç kız anlamına gelen “Kumari” kelimesi kullanılarak tüm kadınlara hayatları boyunca güzellik ve sağlık için kullanacakları en mükemmel bitki denir.

Kuzey Amerika yerlileri ise, kültürlerinin bir parçası olarak Aloe Vera bitkisini "Gizemli Bitki - İlaç Bitkisi - Yanık Bitkisi" olarak kabul ettiler. Bitkinin sağlık ve nemlendirme özelliklerinin doğrudan cennetten geldiğine inandıkları için onu "Cennetin Asası" olarak da adlandırdılar.